A
Açık Havza: Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık
havza denir.
Açısal Hız: Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda
oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4
dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik dönüş
yapar. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.
Ada: Deniz yada göl suları ile çevrili küçük kara parçası.
Ağıl: Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl
adı verilmektedir. Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli
yerleşme haline gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış
mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır.
Akarsu Akımı: Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen su
miktarına (m3) akım veya debi denir.
Akarsu Rejimi: Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen su
miktarına (m3) akım veya debi denir.
Alizeler: 30° enlemlerinden (DYB) Ekvator’a (TAB) doğru esen rüzgarlardır.
Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak, Kuzey Yarım
Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan eserler. En düzenli ve
sürekli esen rüzgarlardır. Okyanus akıntılarının yönlerini düzenlerler.
Başlangıçta kuru olan bu rüzgarlar, deniz üzerinden aldıkları nemi Ekvator
çevresine yağış olarak bırakırlar.
Altimetre: Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması
kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.
Alüvyon: Akarsuların taşıdığı malzeme.
Ana Yön: Güneşin doğduğu taraf doğuyu,
battığı taraf batıyı gösterir. Bunları dik kesen yönler, kuzeyi ve güneyi
gösterir. Bunlara ana yönler denir.
Andezit: Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da
denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur.
Aneroid Barometre: Madeni barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım alanının
sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir.
Araziden Yararlanma Haritaları: Bir
bölgede arazinin nasıl kullanıldığını gösteren haritalardır. Bu haritalar
yardımıyla ekili-dikili alanların, çayır ve mera alanlarının, orman
alanlarının, bölünüşü ile kayalık, bataklık gibi kullanılmayan alanlar hakkında
bilgi edinilir. Tarımın türü ve tarım ürünleri de bu haritalarda gösterilir.
Artezyen: Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki
geçirimli tabaka içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi
tabanlarında bu tür sular bulunmaktadır.
Atmosfer: Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir.
Atmosferin alt sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise
yerçekiminin etkisi belirler. Ekvator’dan kutuplara doğru yerçekimi arttığı
için atmosferin şekli Dünya’nın şekli gibi küreseldir.
Atmosfer Basıncı: Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır.
Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı
denir.
Ayın Evreleri: Ay Güneş’ten aldığı ışınları
yansıttığından ve Dünya’nın etrafındaki hareketinden dolayı farklı şekillerde
görülmektedir. Ay’ın değişik şekillerde görülmesine Ay’ın evreleri denir. Ay,
Güneş ile Dünya arasına girdiğinde, Ay’ın karanlık yüzü Dünya tarafında olur.
Bu durumda Ay’ı göremeyiz. Ay’ın bu evresine yeni ay denir. Yeni ay evresinden
yaklaşık bir hafta sonra Ay’ın Dünya’ya bakan yüzünün yarısı görülür. Bu evreye
ilk dördün denir. İlk dördün evresinden yaklaşık bir hafta sonra, Ay’ın
Dünya’ya dönük yüzünün tamamı görülür. Bu evreye dolunay adı verilir. Dolun Ay
evresinden yaklaşık bir hafta sonra, Ay’ın Dünya’ya dönük yüzünün yarısı
görülür. Bu evreye ilk dördün denir. İlk dördün evresinden yaklaşık bir hafta
sonra, Ay’ın Dünya’ya dönük yüzünün tamamı görülür. Bu evreye dolunay adı
verilir. Dolun Ay evresinden yaklaşık bir hafta sonra, Ay’ın Dünya’ya dönük
yüzünün yarısı görülür. Bu evreye son dördün denir.
Aysberg: Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan kalın buzul parçaları
deniz içinde ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz suyunun
yoğunluğundan az olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce metre
kalınlıkta ve kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg denir.
Ay Tutulması : Dünya, Güneş ile Ay arasına girerek,
Ay’ın bütününü veya bir bölümünü gölgelerse ay tutulması meydana gelir.
B
Bağıl Nem: Hava her zaman taşıyabileceği
kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı
arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir.Belli
sıcaklıkta 1m3 havanın neme doyma oranına ise bağıl nem denir.
Bankiz: Kutup çevresindeki denizlerde, suyun donması ile oluşan buz
kütleleridir.
Barograf: Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı
ucu bulunan bir tür madeni barometredir.
Baraj gölü: Akarsu üzerinde
kurulan barajların, gerisinde sular birikmesi ile oluşan göl.
Barkan: Hilal biçimindeki kum
birikintisi.
Basınç: Yüksek basınç alanlarında alçalıcı
hava hareketi buharlaşmayı engeller. Çünkü alçalan havanın yoğunluğunun artması
su buharının yükselmesini önler. Alçak basınç alanlarında ise yükselen havanın
yoğunluğu daha az olacağı için buharlaşma daha kolaydır.
Bazalt: Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük bir taştır.
Mineralleri ince taneli olduğu için ancak mikroskopla görülebilir. Bazalt demir
içerir. Bu nedenle ağır bir taştır.
Birinci Zaman (Paleozoik): Günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği
varsayılan jeolojik zamandır. Birinci zamanın yaklaşık 375 milyon yıl sürdüğü
tahmin edilmektedir.Zamanın önemli olayları: Kaledonya ve Hersinya
kıvrımlarının oluşumu. Özellikle karbon devrinde kömür yataklarının oluşumu.
İlk kara bitkilerinin ortaya çıkışı. Balığa benzer ilk organizmaların ortaya
çıkışı. Birinci zamanı karakterize eden canlılar graptolith ve trilobittir.
Boğaz: Yarma vadi.
Boylam: Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine
olan uzaklığının açısal değeridir.Q açısı, D noktasının başlangıç meridyenine
olan uzaklığının açı cinsinden değeridir ve D noktasının boylam derecesini
verir. Örnek: D noktasına ait Q açısının değeri 30 derece ise, D noktasının
boylam derecesi 30° dir.
Boyun: Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki doruk
arasındaki alanın en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da geçit de
denir.
Bozkır: İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu
otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir.
Buharlaşma: Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık
arttıkça, havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar estikçe,
basınç azaldıkça, buharlaşma artar.
Buz Dağı: Aysberg.
Buzul gölleri: Buzullaşma döneminde buzulların aşındırmasıyla oluşan
çanaklardaki göllerdir.
C
Cephe yağışları: Farklı
özellikteki hava kütlelerinin karşılaştığı yerlere cephe denir. Sıcak ve soğuk
hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında meydana gelen yağışlardır. Karşılaşma
alanlarında sıcak hava soğuk havanın üzerinde yükselir. Sıcak hava hem
yükselerek hemde soğuk havaya sürtünerek sıcaklık kaybeder. Bu oluşumun
gerçekleştiği yerlerde cephe yağışları oluşur.
Cıvalı Barometre: Üstü açık bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam
borudur. Hava basıncı, boruyu dolduran cıva sütununu dengede tutar. Hava
basıncı azalıp çoğaldıkça cıva sütunu da alçalıp yükselir. Cıvalı barometre
camdan yapıldığı ve hep düz durması gerektiği için her zaman kullanımı kolay
değildir.
Coğrafi Bölge: Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan,
kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin
sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel
alınır.
Coğrafi Bölüm: Bir coğrafi
bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler bakımından farklılık
gösteren küçük birimlerdir.
Coğrafi Konum: Yeryüzündeki herhangi bir alanın bulunduğu yere, o alanın coğrafi
konumu denir. Coğrafi konum, matematik konum ve özel konum olarak iki şekilde
ifade edilir.
Ç
Çakıltaşı: Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi
yardımıyla yapışması sonucu oluşur.
Çakmaktaşı (Silex): Denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2)
çökelmesi ile oluşan taştır. Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri bulunur.
Çok sert olması ve düzgün yüzeyler halinde kırılması nedeniyle ilkel insanlar
tarafından alet yapımında kullanılmıştır.
Çekirdek: Dünya'nın yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin
bulunduğu bölümüdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890
km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç
çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel karışımı çok yüksek basınç ve
sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım ergimiş
haldedir.
Çernozyom: Kara toprak.
Çiy: Havanın açık ve durgun
olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları
biçiminde yoğunlaşmasıdır. İlkbahar ve yaz aylarında görülür.
Çizgi(Grafik) Ölçek : Haritalardaki küçültme oranını çizgi grafiği üzerinde
gösteren ölçek türüdür. Kesir ölçeğe göre düzenlenir ve santimetre (cm)'nin
üstündeki tüm uzunluk birimleri kullanılır.
Çizgisel Hız: Dairesel hareket yapan Yerküre üzerindeki bir noktanın birim
zamanda eksen üzerindeki yer değiştirme hızıdır. Çizgisel hız, dünyanın
küreselliği nedeniyle Ekvator'da en fazladır, kutuplara doğru azalır.
Çökme Dolini: Yeraltında bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının incelerek
çökmesi ile oluşan karstik şekillerdir. Çökme dolinleri, derinliklerinin fazla
oluşu, yamaçlarının eğimli oluşu ve tabanlarındaki iri bloklar halinde maddeler
bulunması nedeniyle erime dolinlerinden kolayca ayırtedilirler.
D
Dağ Oluşumu: Orojenez.
Dağ eteği ovası: Dağ eteğinde,
eğimin azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti konileri ve birikinti
yelpazelerinin zamanla yanlara doğru büyüyerek birleşmeleri sonucu oluşan
ovalardır. Bursa ovası, Uludağ'ın eteğinde oluşmuş bir dağ eteği ovasıdır.
Dağ içi ovası: Dağ içlerinde
eğimin azaldığı yerlerde, akarsuyun taşıdığı malzemeleri biriktirmesi sonucu
oluşan düzlüklerdir. Engebeli ülkelerde daha fazla oluşur. Malatya, Muş, Elazığ
Ovaları bu şekilde oluşmuşlardır.
Dalgalar:
Dalgalar, deniz ve göllerdeki kuzey
sularının periyodik salınımlarıdır. Dalga oluşumunun temel nedeni rüzgarlardır.
Deniz yüzeyini yalayarak esen rüzgarlar, sürtünme nedeniyle durgun sulara
hareket kazandırır. Deniz yüzeyi pürüzlenir ve sürekli biçim değiştirir. Deniz
yüzeyinin salınım hareketine dalgalanma deniz yüzeyinde beliren pürüze dalga
denir. Rüzgarlar dışında depremler, volkanik hareketler ve deniz altında
çökmelerde dalgaları oluşturur. Bu tür dalgalara tsunami denir.
Dalyan: Deniz kıyılarında balık
üretmek için yapılmış yerleşmelerdir.
Dam: Köy ailelerinin geçici bir süre için yararlandıkları yerleşme
biçimidir. Bölge köy yerleşmelerinde bir kısım aileler, birkaç aylık süre için
köylerinden ayrılarak, kendi bahçe, tarla ve otlaklarındaki damlarda oturduktan
sonra, tekrar köylerine dönerler.
Debi: Akarsu Akımı.
Delta: Akarsuların denize ulaştıkları yerlerde taşıdıkları maddeleri
biriktirmesiyle oluşan üçgen biçimli alüvyal ovalardır. Deltalar, taban
seviyesi ovalarının bir çeşididir. Onlardan ayrılan yönü biriktirmenin deniz
içinde olmasıdır.
Deniz: Okyanusların kıta içlerine doğru uzanan kollarına deniz denir. Denizler
okyanuslarla bağlantılarına göre ikiye ayrılır.
Denizlerin Ortalama Derinliği: Denizlerin
ortalama derinliği 4000 m dir. Dünya’nın en derin yeri olan Mariana Çukuru
deniz seviyesinden 11.035 m derinliktedir.
Deprem: Yerkabuğunun derinliklerinde doğal nedenlerle oluşan salınım ve
titreşim hareketleridir.
Derin Deniz Çukurları: Sima üzerinde hareket eden kıtaların, birbirine
çarptıkları yerlerde bulunur. Yeryüzünün en dar bölümüdür.
Derin Deniz Platformu:
Kıta
yamaçları ile çevrelenmiş, ortalama derinliği 6000 m olan yeryüzünün en geniş
bölümüdür.
Dev kazanı: Çağlayan ve
çavlanlarda suların yüksekten düştüğü kısım aşınırsa, derin oyuklar oluşur. Bu
oyuklara dev kazanı denir.
Diyorit: Birbirinden gözle kolayca ayrılabilen açık ve koyu renkli
minerallerden oluşan iç püskürük bir taştır. İri taneli olanları, ince
tanelilere göre daha kolay dağılır.
Dolin: Kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli erime çukurluklarıdır.
Genellikle derinlikleri az, genişlikleri fazladır. Türkiye’de özellikle
Toroslar’da dolinler yaygın olarak görülür. Halk arasında kokurdan, koyak, tava
gibi adlar verilir. Dolinler oluşum şekillerine göre iki gruba ayrılır.
Don Olayı: Havanın açık ve durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma nedeniyle
toprak donar. Don olayı tarımsal üretime büyük ölçüde zarar verir. Karasal
bölgelerde don olayı sık görülür.
Dördüncü Zaman (Kuarterner): Günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala
sürdüğü varsayılan jeolojik zamandır. Zamanın önemli olayları :İklimde büyük
değişikliklerin ve dört buzul döneminin (Günz, Mindel, Riss, Würm) yaşanması.
İnsanın ortaya çıkışı.Dördüncü zamanı karakterize eden canlılar mamut ve
insandır.
Düden: Kalkerli arazide erime ile oluşan daire biçimli kapalı çukurluklara
düden denir. Düdenler yer altı sularını birbirine bağlayan kanallardır.
Düdenlere halk arasında su çıkan, su batan gibi adlar da verilir.
Dünya: Güneş Sistemi'nin 9 gezegeninden biridir ve Güneş'e olan uzaklığı
bakımından 3. Sırada bulunur.
E
Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan düzleme Ekliptik
veya Yörünge Düzlemi denir.
Ekonomi Haritaları: Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün ekonomik
özelliklerini gösteren haritalardır.
Bu haritalar yardımıyla endüstri
kuruluşlarının türü, sayısı, dağılışı, çalışanların sayısı hakkında bilgi
edinilir.
Eksosfer: Atmosferin en üst
tabakasıdır.
Endemik bitki: Jeolojik
dönemlerde geniş alanlara yayılan ve fakat iklim değişmeleri, kıta kütlesinin
parçalanması sonucu yayılma alanı daralarak belli yerlere çekilen ve bu sahada
bulunan bitki.
Enlem:
Dünya üzerindeki herhangi bir
noktanın başlangıç paraleli olan Ekvator'a uzaklığının açısal değeridir. Q açısı,
D noktasının Ekvator'a olan uzaklığının açı cinsinden değeridir ve D noktasının
enlem derecesini verir. Örnek :Q açısının değeri 45 ise, D noktasının enlem
derecesi 45° dir.
Epirojenez: Karaların toptan alçalması ya da yükselmesi olayına
epirojenez denir.
Erime Dolini:
Kalker yüzeyler üzerinde, yağış
sularının eritmesiyle oluşan karstik şekildir. Erime dolinlerinin tabanında
yüzey sularının derine doğru sozdığı çatlak ve delikler bulunur. Dolin
tabanlarında erimeden geriye kalan killi materyalin birikmesiyle oluşan terra
rossa toprakları bulunur.
Erozyon: Toprak örtüsünün, akarsuların, rüzgarların ve buzulların
etkisiyle süpürülmesine erozyon denir.
Eş Aralık: İzohips Aralığı.
Eş Derinlik Eğrisi: İzohips Eğrisi.
Eş Yükselti Eğrisi: İzohips Eğrisi.
Etezien: Balkan Yarımadası’ndan Kuzey Ege kıyılarına doğru esen soğuk
rüzgarlardır.
F
Falez(Yalıyar): Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı
boyunca bir çentik açar. Buna dalga oyuğu denir. Dalga oyukları derinleştikçe
üzerindeki kütleler kopar ve düşer. Böylece kıyı boyunca diklikler oluşur. Bu
dikliklere falez ya da yalıyar adı verilir. Türkiye’de, Karadeniz ve Akdeniz
kıyılarında güzel falez örnekleri görülmektedir.
Fay: Yerkabuğu hareketleri sırasında şiddetli yan basınç ve gerilme
kuvvetleriyle blokların birbirine göre yer değiştirmesine fay denir.
Fay Açısı: Dikey düzlem ile fay düzlemin yaptığı açıya fay açısı denir.
Fay aynası: Fay oluşumu sırasında yükselen ve alçalan blok arasındaki yüzey
kayma ve sürtünme nedeniyle çizilir., cilalanır. Parlak görünen bu yüzeye fay
aynası denir.
Filat: Kiltaşının (şist) yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması
yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Fiziki Haritalar: Yeryüzünün kabartı ve çukurluklarını gösteren orta ya da
büyük ölçekli haritalardır. Fiziki haritalar hazırlanırken eş yükselti ve eş
derinlik eğrileri geniş aralıklarla geçirilir. Bu aralıklar çeşitli renklerle
boyanır. Yükseltiler genellikle yeşil, sarı ve kahverenginin çeşitli tonları
ile, derinlikler ise açıktan koyuya mavi rengin tonları ile gösterilir.
Fosil: Jeolojik devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına
fosil denir.
Fön rüzgarları: Bir dağ
yamacını aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar.
Çevrede nem açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn
rüzgarları denir.
G
Galaksi : Yıldız
kümesine galaksi denir.
Galeri ormanları:
Savanlardaki,
küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50-100 m genişliğinde, bir akarsu
ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır. Galeri
ormanları olarak adlandırılmalarının nedeni, ağaçların, akarsuyun üstünü bir
galeri şeklinde kapatmasıdır.
Gayzer: Volkanik yörelerde yeraltındaki sıcak suyun belirli aralıklarla
fışkırması ile oluşan kaynaklardır.
Gel-Git: Ay’ın ve Güneş’in çekim gücünün etkisiyle Dünya’daki su kütlelerinin
alçalması ve yükselmesi olayıdır. Ancak Ay, Dünya’ya en yakın gök cismi
olduğundan gel git olayında daha etkilidir. Bir yerdeki gel-git, gün içinde 2
kabarma 2 çekilme biçiminde 6 saatte bir gerçekleşir. Bu seviye değişmelerinde
her gün bir önceki güne göre 50 dakikalık bir gecikme olur. Çünkü ay, Dünya’nın
çevresindeki dönüşünü 24 saat 50 dakikada tamamlamaktadır.
Gnays: Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani
metamorfize olması sonucu oluşur.
Göçler: Nüfusun geçici veya sürekli olarak yer değiştirmesidir. Göçler, hızlı
nüfus artışının doğal bir sonucudur. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında veya
azalmasında göçlerin büyük etkisi vardır.
Göl: Karalar üzerindeki çukur alanlarda birikmiş ve belirli bir akıntısı
olmayan durgun su kütlelerine göl denir. Göller tek tek bulundukları gibi yan
yana birden fazla da bulunabilirler. Göllerin yan yana bulundukları bölgelere
göller yöresi denir.
Granit: İç püskürük bir taştır. Kuvars, mika ve feldspat mineralleri içerir.
Taneli olması nedeniyle mineralleri kolayca görülür. Çatlağı çok olan granit
kolayca dağılır, oluşan kuma arena denir.
Günberi (Perihel): Dünya'nın, Güneş'e en çok yaklaşıp, yörüngede en hızlı
döndüğü gündür. Dünya Günberi konumuna 3 Ocak'ta gelir.
Güneş Enerjisi : Güneş’in yapısındaki hidrojen
atomlarının helyuma dönüşmesi sırasında, enerji açığa çıkar. Buna güneş
enerjisi denir.
Güneş Tutulması : Ay, Dünya ile Güneş arasına girdiğinde
Dünya’nın bazı yerleri güneş ışığı alamaz. Bu duruma Güneş tutulması denir.
Günöte (Aphel): Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en
yavaş döndüğü gündür. Dünya Günöte konumuna 4 Temmuz'da gelir.
H
Hamsin: Mısır'dan Akdeniz'in
doğusuna doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır.
Harita:
Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün kuşbakışı görünümünün
belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmış şekline harita denir.Bir
çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için;- Kuşbakışı görünüme göre
çizilmesi,- Arazi üzerindeki uzunlukların belli bir oranda küçültülmesi
gerekir.
Harita Anahtarı (Lejant): Haritada kullanılan özel işaretlerin ne anlama
geldiğini gösteren bölümdür. Her haritanın kullanım amacına göre farklı
işaretler kullanılır.
Harita Ölçeği: Harita üzerinde belli iki nokta arasındaki uzunluğun,
yeryüzündeki aynı noktalar arasındaki uzunluğa oranıdır.Diğer bir deyişle,
gerçek uzunlukları harita üzerine aktarırken kullanılan küçültme
oranıdır.Örneğin, Boğaz Köprüsü'nün gerçekte 1074 m olan iki ayağı arası
uzaklık, ölçeği bilinmeyen bir haritada yaklaşık 0.5 cm gösterilmiştir.
Haritanın ölçeğini bulmak için harita üzerindeki uzunluğu gerçek uzunluğa
oranlarız. Buna göre haritanın ölçeği yaklaşık 1/200.000'dir.
Heyelan: Toprağın, taşların ve tabakaların bulundukları yerlerden aşağılara
doğru kayması ya da düşmesine toprak kayması ve göçmesi denir. Ülkemizde bu
olayların tümüne birden heyelan adı verilir. Yerçekimi, yamaç zemin yapısı,
eğim ve yağış koşulları heyelana neden olan etmenlerdir.
Hidrografya Haritaları: Bir
bölgenin su potansiyeli (akarsular, göller, yeraltı suları, kaynaklar) hakkında
bilgi veren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla akarsuların drenaj tipi, akım
miktarı, kanallar, göl sularının özellikleri, yeraltı sularının türü,
kaynakların türü sayısı ve verimlilik derecesi hakkında bilgi edinilir.
Hipsografik Eğri: Yeryüzünün yükseklik ve derinlik basamaklarını
gösteren eğridir.
I-İ
Irmak: Çayların birleşmesiyle oluşan
akarsulara ırmak denir.
Işıma: Yeryüzü kazandığı enerjinin bir bölümünü atmosfere geri verir.
Buna yer ışıması denir. Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşamadığı saatlerde
(gece) ve güneş ışınlarının yere değme açılarının küçüldüğü aylarda yer ışıması
artar. Ayrıca, zeminin yapısı da yer ışıması üzerinde etkilidir. Örneğin
yeryüzünün bitki ile kaplı alanlarında yer ışıması az ve yavaşken çılak
arazilerde ısı kaybı daha hızlı ve fazla olur.
İç Deniz: Okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlanan kara içlerine
sokulmuş denizlere denir. Örnek,
Akdeniz, Kızıldeniz, batlık Denizi, Karadeniz, Marmara Denizi, Azak Denizi.
İkinci Zaman (Mezozoik): Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği
varsayılan jeolojik zamandır. İkinci zamanın yaklaşık 160 milyon yıl sürdüğü
tahmin edilmektedir. İkinci zamanı karakterize eden dinazor ve ammonitler bu
zamanın sonunda yok olmuşlardır.Zamanın önemli olayları :Ekvatoral ve soğuk
iklimlerin belirmesi. Kimmeridge ve Avustrien kıvrımlarının oluşumu. İkinci
zamanı karakterize eden canlılar ammonit ve dinazordur.
İklim: Geniş bir bölge içinde ve uzun
yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava koşullarına iklim denir.
İlkel Zaman: Günümüzden
yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İlkel
zamanın yaklaşık 4 milyar yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. Zamanın önemli
olayları :Sularda tek hücreli canlıların ortaya çıkışı. En eski kıta
çekirdeklerinin oluşumu. İlkel zamanı karakterize eden canlılar alg ve
radiolariadır.
İndirgenmiş sıcaklık: Yeryüzünde sıcaklığın enleme bağlı dağılışını gösteren
haritalar çizilirken yükseltinin sıcaklık üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak
için indirgenmiş sıcaklık değerleri kullanılır. Bir yerin yükseltisinin sıfır
(0 m) kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş sıcaklık denir. Bir
yerin indirgenmiş sıcaklığını hesaplamak için yükseltiden kaynaklanan sıcaklık
farkı hesaplanır. Bu fark o yerin gerçek sıcaklığına eklenir.
İyonosfer: Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak
iyonlar haline getirdiği atmosfer katmanıdır.
İzohips: Eşyükselti eğrisi.
İzohips Aralığı (Eş Aralık) : İzohipsler haritaların ölçeğine
uygun olarak belirlenen yükselti aralıkları ile çizilir. Bu aralığa izohips aralığı
ya da eş aralık denir.
İzohips (Eş yükselti) Eğrisi : Deniz seviyesinden aynı yükseklikteki
noktaları birleştiren eğriye eş yükselti (izohips) eğrisi, aynı derinlikteki
noktaları birleştiren eğriye eş derinlik (izobath) eğrisi denir.
J
Jeomorfoloji Haritaları: Bir bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış
güçlerin etkisiyle oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu
haritalarda faylar, yamaçlar, vadi türleri, birikinti konileri, sekiler, ovalar
ve daha bir çok yer şekli taranarak gösterilir. Yer şekillerinin kolay ayırt
edilmesi amacıyla bu haritalar renklendirilir.
Jeosenklinal: Akarsular, rüzgarlar ve buzullar, aşındırıp, taşıdıkları
maddeleri deniz ya da okyanus tabanlarında biriktirirler. Tortullanmanın
görüldüğü bu geniş alanlara jeosenklinal denir.
Jeotermal: Sıcak su buharı.
Jeoterm Basamağı: Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir
sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir.
Jips(Alçıtaşı): Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır.
Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
K
Kaldera: Volkan konilerinin
patlaması ile oluşan çukurluklar.
Kalker(Kireçtaşı): Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin
çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır.
Kant-Laplace Teorisi: Güneş
Sistemi’nin oluşumu ile ilgili farklı teoriler ortaya atılmıştır. En geçerli
teori sayılan Kant-Laplace teorisine Nebula teorisi de denir. Bu teoriye göre,
Nebula adı verilen kızgın gaz kütlesi ekseni çevresinde sarmal bir hareketle
dönerken, zamanla soğuyarak küçülmüştür. Bu dönüş etkisiyle oluşan çekim
merkezinde Güneş oluşmuştur. Gazlardan hafif olanları Güneş tarafından
çekilmiş, çekim etkisi dışındakiler uzay boşluğuna dağılmış ağır olanlar da
Güneş’ten farklı uzaklıklarda soğuyarak gezegenleri oluşturmuşlardır.
Kanyon: Derin ve yamaçları çok
dik vadi.
Kapalı Havza: Sularını denize ulaştıramayan havzalara kapalı havza
denir.
Karaların Ortalama Yüksekliği: Karaların ortalama yüksekliği 1000 m dir.
Dünya’nın en yüksek yeri deniz seviyesinden 8840 m yükseklikteki Everest Tepesi’dir.
Karayel: Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır. Kışın kar
yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur.
Karstik Göl: Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde oluşan göllerdir.
Kaynak: Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yere kaynak denir.
Türkiye’de kaynaklara pınar, eşme, bulak ve göze gibi adlar da verilir.
Kenar Deniz: Okyanus kıyılarında, okyanuslardan adalarla ayrılan denizlere
denir. Örnek,
Japon Denizi, Çin Denizi (Sarı Deniz), Umman Denizi, Kuzey Buz Denizi, Antiler,
Tasman Denizi, Mercan Denizi, Bering Denizi, Karayip Denizi.
Kesir Ölçek: Haritalardaki küçültme
oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.1 / 25.000 , 1 / 500.000, 1 /
1.000.000 birer kesir ölçektir.Kesir ölçekte, pay ile paydanın birimleri aynıdır.
Uzunluk birimi olarak santimetre (cm) kullanılır. Örneğin,
1 / 1.000.000 ölçeğinde, arazi üzerindeki 1.000.000 cm (10 km)'lik uzunluk
harita üzerinde 1 cm gösterilmiştir.
Keşişleme: 30° enlemi
çevresindeki dinamik Y.B.'ın etkisi sonucu oluşur. Suriye çölünden Güneydoğu
Anadolu'ya doğru eser. Sıcak ve kurudur. Bitkiler üzerinde kurutucu etkisi
vardır.
Kıble: Güneyden eser. İç
kesimlerimizde etkili olur. Akdeniz bölgesinde nemli ve sıcak, iç kesimlerde
ise, kuru ve sıcak olarak eser.
Kırağı: Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri
şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun
olması gerekir.
Kırç: Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde
kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir.
Kırgıbayır: Yarı kurak iklim bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara
kırgıbayır (badlans) denir.
Kıta: Denizlerin ortasında çok büyük birer ada gibi duran kara kütlelerine kıta
denir.
Kıta Platformu: Derin
deniz platformundan sonra yüksek dağlar ile kıyı ovaları arasındaki en geniş
bölümdür.
Kıta Sahanlığı: Deniz seviyesinin altında, kıyı çizgisinden -200 m
derine kadar inen bölüme kıta sahanlığı (şelf) denir. Şelf kıtaların su altında
kalmış bölümleri sayılır.
Kıta Yamacı: Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür.
Kiltaşı(şist): Çapı 2 mikrondan daha küçük olan ve
kil adı verilen tanelerin yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kom: Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler
veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir.
Kömür: Bitkiler öldükten sonra bakteriler etkisiyle değişime uğrar. Eğer su
altında kalarak değişime uğrarsa, C (karbon) miktarı artarak kömürleşme başlar.
C miktarı % 60 ise turba, C miktarı % 70 ise linyit, C miktarı % 80 – 90 ise
taş kömürü, C miktarı % 94 ise antrasit adını alır.
Konveksiyonel Yağış: Isınan havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır.
Kör (Çıkmaz)Vadi: Karstik yörelerdeki akarsular bir düdende kaybolarak akışını
yeraltında sürdürür. Bu akarsuların yeryüzünde süreklilik göstermeyen
vadilerine kör (çıkmaz) vadi denir.
Krivetz: Romanya’nın iç kesimlerinden
Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
Kroki: Bir yerin kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme
aktarılmasıdır.
Kumsal: Kıyılarda dalga ve akıntıların taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile
oluşan alanlara kumsal denir. Girintili-çıkıntılı bir kıyıda dalgalar, denize
çıkıntı yapan dik burunlarda aşındırma, buradan kopardıkları maddeleri koy
içlerine taşıyarak kumsalların oluşmasını sağlar. Bu nedenle kumsallar
genellikle koy içlerinde yer alır ve bir şerit halinde uzanır.
Kumtaşı(Gre): Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması
sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kumullar: Rüzgarların taşıdığı kumların çökelmesiyle kumullar oluşur. Gevşek
yapıya sahip olan kumullar sürekli yer değiştirmektedirler. Orta Asya
çöllerinde oluşan hilal biçimli kumullara ise barkan adı verilir.
Kuraklık Sınırı: Bir bölgenin sıcaklık ve nem koşulları tarım ürünlerini,
sulamaya duyulan gereksinimi etkilemektedir.Yaz kuraklığının belirgin olduğu
bir yerde sulamaya duyulan gereksinim fazladır. Buna kuraklık sınırı denir.
L
Lapya: Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek
açtıkları küçük oluklardır. Oluşan çukurluklar keskin sırtlarda yan yana
sıralandığından yüzey pürüzlüdür. Büyüklükleri birkaç cm ile birkaç metre
arasında değişir.
Lagün: Deniz kulağı, kıyı gölü.
Lav: Volkanlardan çıkarak yeryüzüne kadar ulaşan eriyik haldeki malzemeye lav
denir.
Litosfer: Taşküre.
Lös: Rüzgarlar tarafından
taşınan küçük kum ve mil boyutundaki malzemelerin birikmesi ile oluşmuş,
çoğunlukla sarımsı, gözenekli, kolay ufalanan depo.
M
Mağara: Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların
oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir. Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu,
Kızılin mağaraları en ünlüleridir.
Maki: Akdeniz ikliminin bitki
topluluğu.
Maksimum Nem(Doyma Miktarı): 1m3 havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği
nemin gram olarak ağırlığıdır. Hava kütleleri ısındıkça genleşip hacimleri
artar. Bu nedenle nem alma ve taşıma kapasiteleri de artar. Eğer hava
taşıyabileceği kadar nem alırsa doyma noktasına ulaşır ve doymuş hava adını
alır.Örneğin, 20°C sıcaklığa sahip bir hava kütlesinin taşıyabileceği nem
miktarı 17,32 gr/m3’tür. Bu hava kütlesinin sıcaklığı 30°C’ ye yükseldiğinde
havanın hacmi genişleyeceği için taşıyabileceği nem miktarı da artar ve doyma
noktası 30,4 ge/m3’e yükselir. Bu nedenle hava kütlesinin doyması için aradaki
fark (13.08 gr) kadar nem yüklenmesi gerekir.
Mantarkaya: Rüzgarlar
sürükledikleri veya savurdukları taneleri yüzeylere çarparak aşındırma
yaparlar. Dikdörtgen yatay duruşlu tabakaların bulunduğu alanlarda rüzgar
aşındırması ile oluşan kaya şekillerine mantarkaya adı verilir.
Manto: Dünya'nın Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır. 100-2890 km’ler
arasında bulunan mantonun yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı 1900-3700 °C
arasında değişir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü oluşturur. Yapısında
silisyum, magnezyum , nikel ve demir bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek
sıcaklık ve basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı
halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler
görülür.
Matematik Konum: Dünya üzerinde bir nokta veya alanın yerinin belirlenmesi
için, o noktanın Ekvator'a ve başlangıç meridyenine olan uzaklığının bilinmesi
gerekir. Bunun için enlem ve boylam kavramlarından yararlanılır. Örnek; Türkiye
36° - 42° Kuzey enlemleri, 26° - 45° Doğu boylamları arasında yer alır.
Menderes: Akarsu yatak eğiminin azalması, akarsuyun akış hızının ve aşındırma
gücünün azalmasına neden olur. Akarsu büklümler yaparak akar. Akarsuyun geniş
vadi tabanı içinde, eğimin azalması nedeniyle yaptığı büklümlere menderes
denir. Menderesler yapan akarsuyun, uzunluğu artar ancak akımı azalır.Taban
seviyesinin alçalması nedeniyle menderesler yapan bir akarsuyun, yatağına
gömülmesiyle oluşan şekle gömük menderes denir.
Mera: Hayvan otlatılan yer,
otlak.
Mercan Kalkeri: Mercan iskeletlerinden oluşan organik bir taştır. Temiz, sıcak
ve derinliğin az olduğu denizlerde bulunur. Ada kenarlarında topluluk
oluşturanlara atol denir. Kıyı yakınlarında olanlar ise, mercan resifleridir.
Mermer: Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani
metamorfize olması sonucu oluşur.
Mezra: Bazı ailelerin tarım alanlarının az olması, kan davaları gibi nedenlerle
bulundukları sürekli yerleşmelerden ayrılıp daha uzak bir yere yerleşmesiyle
oluşmuş yerleşmelerdir. Tarımsal faaliyetler hayvancılığa göre ön plandadır.
Bir kaç ev ve eklentilerden oluşan mezralar zamanla sürekli yerleşme haline
gelebilir. Örneğin Elazığ, Harput’un bir mezrası iken zamanla büyüyerek kent
haline gelmiştir.
Mistral: Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz
kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.
Muson Ormanları :Yağışın fazla olduğu yerlerde, kış
aylarında yapraklarını döken yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar görülür.
Bu ormanlara muson ormanları denir.
Mutlak Nem (Varolan Nem) : 1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak
ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak, Ekvator’dan
kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere çıkıldıkça azalır.
N
Nadas: Tarlanın bir yıl
dinlendirilmesi.
Narenciye: Turunçgiller.
Nefometre: Bulutluluk gökyüzünü kaplayan bulutların miktarı 10 ya da 8
eşit parçaya bölünmüş ve nefometre adı verilen bir araç ile ölçülür. Nefometre
ufku kaplayacak şekilde tutularak bulutla kaplı pencereler sayılır. Bulutla
kaplı pencere sayısının tüm pencere sayısına oranı da bulutluluğu verir.
Nem: Y eryüzündeki su kütlelerinden buharlaşan su, atmosferin nemlenmesine yol
açar. Atmosferdeki su buharına hava nemliliği de denir. Önemli bir sıcaklık
etmeni olan atmosferdeki su buharının miktarı, yere ve zamana göre değişir.
Neozoik Zaman: Üçüncü Zaman.
Normal Hava Basıncı: 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta
ölçülen basınca normal hava basıncı denir.
Nüfus :Sınırları belli bir alanda yaşayan
insan sayısına nüfus denir.
Nüfus Artış Hızı : Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus
artışına doğal nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir.
Nüfus Haritaları: Dünya'nın bütününde ya da bir bölümündeki nüfusun
dağılışı ve özellikleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalarda nüfus
dağılışı noktalama ile gösterilir. Nüfus yoğunluğu haritaları ise
renklendirilir.
Nüfus Yoğunluğu: Belli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır. Ülkenin
genişliği ve toplam nüfus hakkında bilgi verir. Kişi/km2 olarak gösterilir.
O-Ö
Oba: Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak
yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir.
Obruk: Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk
denir. Derinliği 250-300 m’yi bulabilen obrukların bazılarının tabanında göl
bulunur. Türkiye’de İç Anadolu’nun güneyinde ve Toroslar’da yaygın olarak
obruklar görülür. İçel’deki Cennet-Cehennem mağaraları ve Konya’daki Kızören
obruğu ülkemizdeki en güzel örneklerdir.
Obsidyen(Volkan Camı): Siyah, kahverengi, yeşil renkli ve parlak dış püskürük
bir taştır. Magmanın yer yüzüne çıktığında aniden soğuması ile oluşur. Bu
nedenle camsı görünüme sahiptir.
Okyanus: Kıtaları birbirinden ayıran geni su kütlelerine okyanus denir. Örnek;
Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu), Hint Okyanusu.
Orman : Büyüklü küçüklü çeşitli özellikteki
ağaçların oluşturduğu bitki örtüsüdür.
Ormanaltı florası: Orman örtüsü altında loş ortamda yetişen, çoğunlukla
ot ve sarmaşık türlerinin oluşturduğu bitki topluluğudur.
Orman Sınırı: Düşük sıcaklık
veya yağış azlığı nedeniyle ormanın sona erdiği sınırı.
Orografik Yağışlar: Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak
yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.
Orojenez(Dağ Ouşumu): Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve
kırılma hareketleriyle yükselmesi olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.
Otlak: Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların
otlatıldığı alanlara otlak denir.
Ova : Çevresine göre çukurda kalmış geniş
düzlüklere ova denir.
Ölçek :
Gerçek ölçülerin kaç defa küçültüldüğünü gösteren küçültme oranına ölçek denir.
Örtü Buzulu: Çok geniş alanlara yayılan, kilometrelerce alan kaplayan
buzul türüdür.
Özel Konum: Dünya üzerindeki bir yerin çevresine, denizlere, yer şekillerine,
anayollara, geçitlere ve komşularına göre konumudur.Özel Konum; İklim
koşullarını, Doğal bitki örtüsünü, Tarımsal etkinlikleri, Nüfus ve yerleşme
biçimini, Ekonomik etkinlikleri, Ulaşım olanaklarını, Siyasal ve kültürel
yapıyı etkiler.
P
Paratoner: Yıldırım savar.
Paleontoloji : Fosilleri inceleyen bilim dalına
paleontoloji denir.
Peneplen: Geniş arazi bölümlerinin, akarsu aşınım faaliyetlerinin son
döneminde deniz seviyesine yakın hale indirilmesiyle oluşmuş, az engebeli şekle
peneplen (yontukdüz) denir.
Peribacası: Özellikle volkan tüflerinin yaygın olarak bulunduğu vadi ve
platoların yamaçlarında sel sularının aşındırması ile oluşan özel yeryüzü
şekillerine peribacası denir. Bazı peribacalarının üzerinde şapkaya benzer,
aşınmadan arta kalan sert volkanik taşlar bulunur. Bunlar volkanik faaliyet
sırasında bölgeye yayılmış andezit ya da bazalt kütleridir. Peribacalarının en
güzel örnekleri ülkemizde Nevşehir, Ürgüp ve Göreme çevresinde görülür.
Plan: Bir yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme
aktarılmasıdır. Plan bir tür büyük ölçekli haritadır.
Plato: Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Polye: Karstik yörelerdeki genişliği birkaç kilometre olan, uzunluğu 20-30
kilometreyi bulan, hatta geçebilen ova görünümlü büyük karstik çukurlara polye
denir. Türkiye’de özellikle Toroslar’da polyeler yaygındır. Örneğin; Akdeniz
Bölgesi’ndeki Ketsel, Elmalı ve Akseki ovası birer polyedir.
Poyraz: Türkiye’nin hemen her yerinde esen rüzgarlardır. Yaz poyrazı
serinletici etki yapar. Kışın ise kuru soğuklara neden olur.
Projeksiyon: Dünya'nın küreselliği nedeniyle, haritalarda ortaya çıkan hataları
en aza indirmek için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için yerkürenin
paralel ve meridyen ağının belirli kurallara göre düz bir kağıda geçirilmesi
gerekir. Bu sisteme projeksiyon denir.
R
Rafineri: Ham petrolü işleyen
ve farklı ürünlerini ayrıştıran tesis.
Rakım: Yükseklik.
Rezerv: Yeraltında bulunan
sıvı, gaz ve katı yakıt, mineral ve doğal kaynakların kullanılabilir
potansiyeli.
Rüzgar: Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgar denir.
Rüzgar erozyonu: Bitki örtüsünün olmadığı ya da cılız olduğu yerlerde toprağın
rüzgarlarla yerinden kopartılarak taşınmasına rüzgar erozyonu denir.
Rüzgar Frekansı(Esme Sıklığı): Rüzgarın yıl içinde belirli bir yönden esme
sıklığına rüzgar frekansı denir. Esme sıklığı rüzgar frekans gülleri ile
gösterilir. Bir bölgede belirli bir sürede rüzgarların en sık estiği yöne
egemen rüzgar yönü denir. Örneğin Ankara Meteoroloji İstasyonu verilerine göre,
Ankara’ya ait yıllık ortalama rüzgar frekans gülüne bakıldığında, yıl içinde
kuzeydoğudan esen rüzgarların toplam 5000 esme sayısı ile en fazla olduğu
görülür. Yani egemen rüzgar yönü kuzeydoğudur.
S-Ş
Samanyolu: Çok sayıda yıldızlardan ve Güneş’ten
oluşan galaksiye Samanyolu denir.
Sarkıt:
Kalsiyum karbonatça zengin suların
mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda birikmesi ile sarkıtlarlar
oluşur. Karstik alanlardaki mağaralarda görülen bu şekillerin en güzel
örnekleri Damlataş Mağarası’nda bulunmaktadır.
Seki(Taraça): Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden
canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır.
Taban seviyesinin alçalması nedeniyle, tabanlı bir vadide akan akarsuyun
aşındırma gücü artar. Yatağını derine doğru kazan akarsu vadi tabanına gömülür.
Eski vadi tabanlarının yüksekte kalması ile oluşan basamaklara seki ya da
taraça denir.
Sel: Sağanak yağış ve hızlı kar
erimeleri sonucu çok miktarda suyun akışa geçmesi ile meydana gelen duruma sel
denir.
Sera:
Mevsim dışı sebze ve meyve yetiştirmek amacı ile yapılmış cam veya naylonla
kapatılmış mekanlar.
Sera Etkisi: Atmosferdeki
gazların güneşten gelen enerjiyi emmesi sonucu atmosfer sıcaklığını artırması.
Sıcaklık: Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde
havanın nem alma kapasitesi de yüksek olduğu için buharlaşma artar, düşük
olduğu yerlerde ise buharlaşma azalır..
Sırt: İki akarsu vadisini birbirinden
ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir.
Sırtların üzeri düz olabileceği gibi keskin de olabilir.
Sirk Buzulu: Dağların
tepesindeki ve yüksek yamaçlardaki küçük çanaklarda yeni oluşmaya başlayan buz
türüdür.
Siyasi ve İdari haritalar: Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan ülkeleri,
bir ülkenin idari bölünüşünü, yerleşim merkezlerini gösteren haritalardır. Bu
haritalardan uzunluk ve alan bulmada yararlanılır. Ancak yer şekilleri hakkında
bilgi edinilemez.
Siyenit: Yeşilimsi, pembemsi renkli iç püskürük bir taştır. Adını Mısır’daki
Syene (Asuvan) kentinden almıştır. Siyenit dağılınca kil oluşur.
Step: Bozkır.
Stratosfer: Troposferin üstündeki atmosfer katmandır.
Sürekli Rüzgarlar: Genel Hava dolaşımına bağlı, sürekli basınç kuşakları
arasında yıl boyunca yön değiştirmeden esen rüzgarlardır.
Şelf: Denizlerin 200 m’ ye
kadar olan sığ yerleri.
Şemosfer: Atmosferin stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmanıdır.
T
Takke Buzulu: Dağların bütün yamaçlarını kuşatan buzul türüdür.
Taşküre(Litosfer): Dünya'nın manto katmanının üstünde yer alan ve yeryüzüne
kadar uzanan katmanıdır. Kalınlığı ortalama 100 km’dir. Taşküre’nin ortalama 35
km’lik üst bölümüne yerkabuğu denir.
Tektonik: Kırık parçalar
halindeki yer katmanlarını inceleyen bilim.
Tektonik Göl: Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan çanaklardaki
göllerdir.
Tepe: Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır.
Termik Basınç: Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır.
Termik Ekvator: Meridyenlerin en sıcak noktalarını birleştiren eğriye termik
ekvator denir.
Termik Santral: Katı ve sıvı
yakıtları yakarak elektrik enerjisi üreten santraller.
Ters Alize(Üst Alize): Ekvator’dan (TAB), 30° enlemlerine (DYB) doğru esen üst
rüzgarlardır. Her yerde ve her zaman görülmezler. Yeteri kadar sürekli ve güçlü
değillerdir. 30° enlemleri çevresinde aşağıya doğru alçaldığından yağış
oluşumunu engellerler.
Tombolo: Karaya bağlanarak
yarım adaya dönüşmüş ada.
Topoğrafya: Yerşekli.
Topoğrafya Haritaları: İzohips (eş yükselti) eğrisi yöntemi ile yapılır.
Araziyi ölçekleri oranında ayrıntıları ile gösterirler. Ölçekleri 1 / 20.000
ile 1 / 500.000 arasında değişir. 1 / 20.000'den büyük ölçekli olanlar kadastro
işlerinde ve askeri amaçlarla kullanılır. Bu haritalardan ölçek, uzunluk alan
ve eğim hesaplamada yararlanılır.
Toprak Haritaları: Bir bölgenin toprak özellikleri ve dağılışları hakkında
bilgi veren haritalardır. Bu haritalardan, yetiştirilecek ürünlerin
belirlenmesi, buna bağlı olarak topraklardan daha iyi verim alınabilmesi gibi
bir çok konuda yararlanılır.
Traverten: Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara boşluklarında veya
yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum karbonatın çökelmesi sonucu
oluşan kimyasal tortul bir taştır.
Troposfer: Atmosferin, yeryüzüne temas eden,
alt bölümüdür.
Tundra: Düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu
çalılar, otlar ve yosunlardır. Bu bitki örtüsüne tundra adı verilir.
Türkiyenin Matematiksel Konumu: Türkiye 36° - 42° Kuzey enlemleri, 26°-45° Doğu
boylamları arasında yer alır.
U-Ü
Uvala: Genişleyip, derinleşen dolinlerin
birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurluklardır. Uvaların düzensiz
şekle sahip olması ve tabanlarındaki erimeden geriye kalan kalker çıkıntıları
dolinlerden kolayca ayırtedilmesini sağlar.
Üçüncü Zaman: Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan
jeolojik zamandır. Üçüncü zamanın yaklaşık 63 milyon yıl sürdüğü tahmin
edilmektedir.Zamanın önemli olayları;
Kıtaların bugünkü görünümünü kazanmaya başlaması. Linyit havzalarının oluşumu.
Bugünkü iklim bölgelerinin ve bitki topluluklarının belirmeye başlaması. Alp
kıvrım sisteminin gelişmesi. Nümmilitler ve memelilerin ortaya çıkışı. Üçüncü
zamanı karakterize eden canlılar nummilit, hipparion, elephas ve mastadondur.
V
Vadi: Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan,
uzun çukurluklardır.
Vadi Buzulu: Sürekli beslenerek sirkten taşan ve vadi boyunca aşağı hareket
eden buzul türüdür.
Viyadük: Bir ırmak yada vadi
üzerinden geçiş sağlayan yüksek kara yada demiryolu köprüsü.
Volkan Bacası: Mağmanın yeryüzüne ulaşıncaya kadar geçtiği yola volkan bacası
denir.
Volkan Konisi: Lav, kül, volkan bombası gibi volkanik maddelerin üst üste
yığılması ile oluşan koni biçimli yükseltiye volkan konisi, koni üzerinde
oluşan çukurluğa krater denir.
Volkanik göller: Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir. Krater
gölü, kaldera gölü ya da maar gölü gibi çeşitleri vardır.
Volkanik Tüf: Volkanlardan çıkan kül ve irili ufaklı parçaların üst üste
yığılarak yapışması ile oluşan taşlara volkan tüfü denir.
Volkanizma: Yerin derinliklerinde bulunan magmanın patlama ve püskürme
biçiminde yeryüzüne çıkmasına volkanizma denir.
Y
Yağış: Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri
veya buz parçacıkları şeklinde yoğunlaşmasına yağış denir.
Yağış Rejimi: Yağışların bir yıl
boyunca mevsimlere veya aylara göre dağılışı.
Yamaç: Yeryüzündeki eğimli yüzeylerdir.
Yarma Vadi (Boğaz): Akarsuyun, iki düzlük arasında bulunan sert kütleyi
derinlemesine aşındırması sonucunda oluşur. Vadi yamaçları dik, tabanı dardır.
Akarsuyun yukarı bölümlerinde görülür.
Yayla: Yaz aylarında hayvan otlatmak veya tarımsal faaliyette bulunmak amacıyla
gidilen geçici yerleşmelerdir. Yaylalar dinlenmek amacıyla gidilen yazlık
sayfiye yerleri de olabilir.
Yerel Saat: Bir noktada Güneş'in gökyüzündeki konumuna göre belirlenen saate
yerel saat denir. Aynı boylam üzerindeki noktalarda yerel saat aynıdır.
Herhangi bir meridyenin Güneşin tam karşısına geldiği an, meridyen üzerindeki
tüm noktalarda yerel saat 12.00'dir.Güneş, doğudaki bir noktada batıdaki yerlere
göre daha önce doğar ve daha önce batar; bu nedenle yerel saat doğudaki
yerlerde daha ileridir.
Yıldız: Türkiye’ye kuzeyden esen soğuk
rüzgarlardır. Karadeniz kıyılarına yağış bırakırlar. Kar yağışına neden
olurlar. Karayel ile karışık estiğinde kar fırtınaları görülür.
Yoğunlaşma: Atmosferdeki su buharının gaz halden sıvı ya da katı hale
geçmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın temel nedeni sıcaklığın düşmesidir.
Yöre: Bölüm içerisinde farklı özelliklere sahip, bölümden daha küçük
birimlerdir. Iğdır Yöresi, Göller Yöresi, Menteşe Yöresi gibi.
Yükseklik: Ağır bir gaz olan su buharı, yerçekiminin etkisiyle fazla
yükselemez. Yoğunlaşma sonucu yağış tekrar yeryüzüne düşer. Yükseldikçe hava
soğuyacağından havanın su buharı taşıma kapasitesi dolayısıyla buharlaşma azalır.
Z
Zar Süzgeç: Suyun arıtılmasında, tuzunun giderilmesinde ve ayrıca sınai süreçlerde kullanılan zardan yapılma filtreler.
Zift: Yüzeyleri havanın etkilerine karşı dayanıklı kılmak ya da yol yüzeylerini kaplamakta kullanılan petrol kalıntısı.
Zooplankton: Hayvansal plankton.